Sunday, February 28, 2010

Huzur

Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur'da Mümtaz'ın hayatındaki bir devreyi anlatır, onu derinleştiren bir devreyi. Sanata, aşka ve güzelliğe tutkun hülyalı adamı, hayat bir türlü rahat bırakmaz. Nuran'la arasına sorumluluklar, dertler, Mümtaz'ın bir türlü anlamlandıramadığı kötülük girer; kendisini büyüten, yetiştiren amcasının oğlu İhsan ağır hasta olur; İkinci Dünya Savaşı patlamak üzeredir. En mutlu, en ışıltılı günlerinde bile İstanbul'un sefaletinden, bu sefaletin getirdiği vicdan azabından kaçamaz. En güzel şarkılar acıdan, hasretten doğar, en güzel manzaralarda, anlarda bitiş, yok oluş ihtimalinin acısı vardır. Kitap bir an gerçekçiliği elden bırakmaz: Güzellik de, sefalet de, kıskançlık da, yaklaşan felakete karşı çaresizlik de insanın içini yakacak keskinlikte anlatılır.

Hepimiz hala ne kadar huzursuzuz, kafamız hala ne kadar karışık. Bazen düşünüyorum, yüzyıllar sonra insanlar bizi, bizim ortaçağdaki insanları gördüğümüz gibi basit ve barbar mı hayal edecek?

Saturday, February 13, 2010

a single man

the co-existence of the greatest joy and the harshest pain, loss and consolation, life and death. loss drains the joy and meaning out of life, but just as you are falling into the vacuum like a trapeze artist someone catches you, you hold on to someone. the grief gets lighter and life overtakes death. life.