Saturday, March 16, 2013

Kadınların seçimi

Amerikalı iki başarılı kadının kadınların neden üst düzey görevlere gelemediği ile ilgili tartışması çok ilgimi çekiyor. Princeton Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Anne-Marie Slaughter, oğluyla daha çok vakit geçirebilmek için Amerikan Dışişleri Bakanlığı'ndaki üst düzey görevinden ayrılmasının ardından bu konuya kafa yormaya başlamış. The Atlantic'te çıkan makalesinde, kadınların bir yandan ailelerine "yeterli" zaman ayırırken diğer yandan üst düzey görevlere gelmek ve bu görevlerde kalmak için gerekli zamanı bulmalarının ne kadar güç olduğunu anlatıyor. Bu durumda işverenlerin kadınlara daha esnek çalışma koşulları ve esnek çalışmanın dezavantaj oluşturmayacağı bir kurumsal kültür sağlaması gerektiğini savunuyor. Buna karşılık Facebook'un COO'su Sheryl Sandberg, kadınların yükselememesini yeterince hırslı ve dirayetli davranmamalarına bağlıyor. Sandberg'in Lean In isimli kitabını okumadım, ama anladığım kadarıyla kadınların kendi kendilerinden beklentilerini toplumun beklentilerinin seviyesine indirdiklerini, bu yüzden de yeterince mücadele etmediklerini söylüyor.

Slaughter'ın argümanına temel oluşturan önemli bir varsayım var: Pek çok kadının değer sistemi, erkeklerinkinden farklı. Bunun nedenlerinin toplumsal mı, biyolojik mi olduğu ve bunun iyi mi, kötü mü, yoksa kadınların bin bir zorlukla elde ettiği kazanımlara ihanet mi olduğu sorularını bu seferlik bir kenara bırakalım. Böyle bir kadın evlenip çocuk sahibi olduğunda her gün çalışmaya ayırdığı uzun saatlerin fırsat maliyeti büyüyecektir. Bu durumda da işinden ve iş ortamından elde ettiği maddi-manevi tatmini; çalışma saatlerini çocuklarından ayrı geçirmenin sıkıntısı, günün geri kalan saatlerinin telaşı ve bakıcı, temizlikçi gibi yardımcıların maliyetleri ile karşılaştırıp hangisinin daha ağır bastığına karar vermesi gerekecektir. Bu durumdaki bir kadın işvereninden çalışma koşullarının iyileştirilmesini/esnekleştirilmesini talep edebilir veya kendisini daha çok tatmin eden/hayatını daha az zorlaştıran bir başka işi seçebilir. (Her ne kadar ev kadınlığının bazı kurumsal işlerden çok daha saygın olduğunu düşünsem de, çalışmayı büsbütün bırakmak seçeneğini sürdürülebilir görmediğimden üzerinde durmuyorum.) Slaughter'ın savunduğu tarzdaki kurumsal değişiklikler ancak daha çok kadın bu pazarlığı yapabilirse gerçekleşecektir. (Sanırım kadınların bu konuda pazarlık yapma hakkını kendilerinde görmesi Sandberg'i de mutlu ederdi.)

Tabii ki orta-üst düzey yöneticilerin ve maddi durumu görece iyi kadınların pazarlık gücü daha yüksek olacaktır. İşverenlerin iyi donanımlı kadınları işe alım sırasında da, böyle bir pazarlık sonucunda da gözden çıkarmaları öyle çok kolay değil. Kadınların kendi değerlerinin farkına varıp, başları kesilmiş tavuklar gibi koşturmak yerine kendileri için en uygun şartları elde edebilmek için mücadele etmeye başlamaları gerekiyor.

No comments: