“‘Çocuk sahibi
olmanın hayatın anlamını sorgulamaktan kaçınmanın en iyi yolu olduğunu ve
varoluşsal arayış için kusursuz bir geçici önlem olduğunu’ fark etmemizi
sağlıyor Maier.” – Radikal Kitap, Ebeveynliğin Karanlık Yüzü (Corinne Maier’ın
No Kids: Çocuk Yapmamak için 40 Neden kitabının eleştirisi, 11.03.2015)
“Bir çocuğun, anne babası iyi anne/babalık yaptığı için
değil, o insanlar oldukları için mutlu olması, özel hissetmesi gerekir...”
Nihan’ın bir yazısından
“[Kayıp
Kız ve Kevin Hakkında Konuşmalıyız],
evlilik ve çocuk doğurma yaşlarına gelen kadınları bekleyen keşif ile ilgili: Önemli
olan şey dikkatle yarattıkları ve şekillendirdikleri kimlikleri değildi, önemli
olan bütün bunların çocuklar ve erkekler için feda edilmesiydi.” Elif Batuman, Evlilik adam kaçırmadır, New Yorker, 10
Ekim 2014.
Annelik
ve evlilikle ilgili sorumluluklar zamanımın çoğunu alıyor. Hayatımın ilk yirmi
sekiz yılında evlilik ve çocuk sahibi olmaya hazırlık sayılabilecek hiçbir şey
yapmadım. Çok mecbur kalmadıkça ev işi yapmadım, yemek yapmadım, çevremde
bebekler ve yeni anneler yoktu. Hatta hayatımda hiç bebek tutmamıştım, bu
konularda hiçbir şey okumamıştım. Evlenmem ve çocuk sahibi olmam gerektiğini,
bunların hayatımı öngöremediğim biçimlerde zenginleştireceğini ve beni hayata
bağlayacağını düşünüyordum, ama özellikle çocuğun ne kadar çok emek istediği,
hayatımı ne kadar değiştireceği konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Şu
anda zamanımın çoğunu kısa süre önceye kadar nasıl yapılacağını bilmediğim işleri
yaparak ve çocuğun bakımı için gerekli olmasa belki de bu kadar sık görüşmek istemeyeceğim insanlarla görüşerek geçiriyorum.
Bunun iyi ve zor yanları var. Bedenen ve zihnen yoruluyorum, çocukla ilgili
endişeleniyorum, bakıcı hanımla uğraşıyorum, kitap okumaya, film izlemeye,
yazı yazmaya, sergilere gitmeye, seyahat etmeye, eşimle ya da arkadaşlarımla
gezip tozmaya fırsatım ve takatim yok. Tüm bunları yapamadığım için bunaldığım
oluyor. Bir yandan da çocuk sahibi olmak, duygusal açıdan tatmin edici bir şey.
Daha önce yaşamadığım mutluluğu ve sevinci yaşıyorum, bazen çocuğa bakınca
inanamadığım oluyor, yeni işlerin altından kalktığım için gurur duyuyorum.
Annenin ve babanın sadece çocuğun hatırına değil, kendileri için, bu anları ve
duyguları yaşayabilmek için çocukla birebir ilgilenmeleri, çok vakit
geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Hatta yorgunluk, duygusal tatmin ve
sorumluluk duygusu birleştiğinde, yeni hayatımın bana yettiğini, eski
zevklerimin vakti ve parası olan hipsterların oyalanmak için icat ettiği,
şımarıkça eğlenceler olduğunu sanıyorum. Oysa iyi bir kitap okumaktan, film
izlemekten, yeni bir şehri gezmekten, iyi bir yazı yazmaktan duyulan mutluluk gerçektir
ve değerlidir. Sıradan bir yaşam olağanüstüdür, ama olağanüstü bir yaşam da
olağanüstüdür.
İşe
dönme vakti yaklaştığında bir ara dönmemeyi düşündüm, çünkü işimin, çocuğu
bırakıp da ayıracağım vakte değmeyeceğini düşünüyordum. Sanırım işinden kazandığı
paraya acilen ihtiyacı olmayan ve çalışırken entelektüel tatmin arayan ve
bulamayan ya da zaten düşük maaşla çalışan pek çok annenin yaptığı bir
sorgulama bu, çoğu anne de sonuçta işini bırakmaya karar veriyor. Toplumun da
ayıpladığı bir karar değil bu, çünkü kadından aile hayatı dışında bir alanda
gerçek bir varlık göstermesi beklenmiyor. Kadınlar iş hayatının mücadelesinden
ve piyasanın kendilerine biçeceği değeri görmekten böylece kaçınabilmiş
oluyorlar.
Uzun
süreden sonra bebekle İzmir’e gittik. Oraya gidince, erkeklerle ilgili dertleri
olmasına ve yalnızlığı sevmemesine rağmen evlilik ve annelik konusunu çok kafaya takmayan, okulda ve işte başarılı olmaya çalışan, akıllı olduğunu
düşünen, okumayı-yazmayı seven kızla karşılaştım. Bu kız için verilen emekleri
hatırladım. Bu kıza sahip çıkmaya karar verdim. Bir kadının işine ve ilgi
alanlarına, yani anne olmadan önceki hayatına sahip çıkması çok önemli. Bunun
çalışmaktan kazanılacak parayla, bu paranın çocuğa harcanacak olmasıyla filan
hiç ilgisi yok. Kendimize çalışmak,
uğraşlarımıza vakit ayırmak için bahaneler bulmamıza gerek yok. Bizim hayatımız,
kendimize harcadığımız emek, becerilerimizi kullanabileceğimiz alanlar, bizi
mutlu eden uğraşlarımız kendi başına önemli ve değerli.
No comments:
Post a Comment