Sunday, December 30, 2012

Ekümenopolis

Son zamanlarda İstanbul'un merkezi dışına daha sık çıkmaya başladığımdan şehrin boyutları ve uydu kentlerdeki yaşam tarzı ile ilgili fikir ediniyorum. Her gün evleri ve işleri arasında uzun bir mesafe katetmek zorunda olanlar tabii ki İstanbul'un gerçeklerine benden çok daha vakıftır. İmre Azem'in şehrin genişlemesini ve değişimini anlattığı filmi Ekümenopolis, şehrin çilesini çeksin çekmesin İstanbul'da yaşayan herkesi ilgilendiriyor. 

David Harvey'nin Marksizm'den yola çıkan analizine göre kapitalizmin sürdürülebilmesi için, kayıtdışı ve kayıtiçi yollardan biriken sermayenin karlı alanlara yatırılabilmesi gereklidir. Sanayi sektörlerinde kar marjlarının gittikçe düştüğü bir ortamda, oluşturulan yeni istek, ihtiyaç ve beklentilerle beslenen gayrimenkul sektörü çok cazip bir seçenek olarak ortaya çıktı. Bir yandan eski ve dökülmüş mahalleler yeni cazibe merkezlerine dönüştürülürken, diğer yandan her sınıftan insan için insaniliği tartışmalı yeni mahalleler kuruluyor. Yeni projeleri besleyecek yollar yapılıyor, yeni yolların etrafında yeni projeler yükseliyor. Dönüşüm geçirip pahalılanan mahallelerin eski sakinleri sosyal hayatları, iş koşulları ve gelir durumları hiçe sayılarak şehrin başka yerlerine göç etmek zorunda bırakılıyor. Bütün bunlar olurken yeşil alanlar, orman alanları yok ediliyor, temiz su kaynakları tüketiliyor. Ülkemizdeki vahşi kapitalizm ortamında deprem için yapılması gereken kentsel dönüşüm bile büyük bir rant kapısı haline geliyor.

Üçüncü köprü ve kentsel dönüşüm projeleri hükümetimiz tarafından hiçbir tartışmaya mahal bırakmayan mutlak doğrular olarak sunulsa da, mevcut kalkınma modelinin kısa vadeli insani ve daha uzun vadeli çevresel sonuçlarını görmezden gelmemek gerekiyor. Hükümetin ve hükümetin desteklediği sermaye gruplarının hiçbir yaptığının kontrol edilemediği demokrasimizde bu akıntıya karşı gelmek çok zor görünüyor. Keşke bu kadar bencil, kör ve aptal olmasaydık.

No comments: