(Yaratıcı
Yazarlık Atölyesi Egzersizi)
Kötülük
çoğu zaman zayıflıktan daha fazlası değildir. Kötüleri anlamaya çalışan
insanlar sorarlar kendilerine, bir insan böyle bir kötülüğü nasıl yapabilir
diye. Oysa ben kimsenin yaptığı şeye kötülük dediğini görmedim. İnsan bir şeyi
yapmak istedi mi, akıl işgüzar küçük bir hizmetçi gibi koşar imdadına, tepsiler
içinde bahaneler getirir. İnsan yapmayı istediği şeyin kötülük olmadığına
inandırır kendini önce. O bahaneleri buldu mu hiç unutmamalı, onlara inancını
kaybetmemeli. Ya da belki büsbütün unutmalı, üzerlerinde hiç düşünmemeli. O
zaman en doğrusunu yapmıştım işte, şartlar öyle gerektiriyordu, daha farklı bir
karar verilemezdi. Kim olsa aynısını yapardı.
Dışardakiler
de kötülüğü gerçek hayatta gördüler mi öyle hemen teşhis edivermeye hazır
değiller. Bir de ona sor, kimbilir ne sebepleri vardır derler. Kendini bir
onun yerine koy bakalım, daha başka davranabilecek miydin. Helal olsun daha
iyisini yapabilene.
Birinin
kötü olduğunu, kötülük yaptığını baştan kabul ederek insanın onu anlamaya,
yaptığını anlamlandırmaya çalışması en zoru. Belki de kötülüğü anlamlandırmak
mümkün olmadığından ona yakın bir şeye başvuruyoruz: Zayıflık.
No comments:
Post a Comment